Monday, November 27, 2006

"Make Tea Not War!"


Sabah Kadıköy den Beşiktaş a geçerken herzamnaki gibi çayımı simidimi almış gazeteme dalmıştım. Gazetede çekilmiş olan bir fotoğrafın başlığı çok dikkatemi çekti: "MAKE TEA NOT WAR!"Aklıma 70li yılların çiçek çocukları geldi. Ne kadar güzel bir dönemdir o: idealist, insancıl...müzikleri bile farklı. Birde içinde bulunduğumuz millenyum(!) 2000 li yılları düşündüm sonra.
Dünya çapında insanlar arası bir kardeşlik olabileceği iddiasında falan değilim. Böyle bir iddia çocukça bir düşten öteye geçmez. İnsan, kabilesine bağlı bir hayvandır ve büyük süper-kabilelerin arasındaki yarışma kuşkusuz sürüp gidecektir.
İyi örgütlenmiş toplumlarda bu tür debelenmeler, sağlıklı ,uyarıcı rekabet, ticari ve sportif saldırganlık ayinleri biçiminde sürdürülecek ve böylece durağan kendi kendini yenileyen toplumlara dönüşmeleri engellenecektir. İnsanoğlunun doğal niteliklerinden olan saldırganlık denetlenemeyecek boyutlara varamayacaktır. Bireyin kişiliğini ispat etmek için zararsızca çabalaması halini alacaktır. Ancak baskılar çok artığında, şiddete dönüşebilme tehlikesi söz konusu olacaktır.
Ne dersiniz bu millenyum kuşağı sanki bizleri biraz pessimist ve gerçekçi yapmış. Belki hayatı bu kadar ciddiye almamalı ve tıpkı John Lenon gibi "farkındalığında" yaşayabilmeli.

Friday, November 24, 2006

Heran Avuçlarından Kayıp Gidecekmiş Gibi..


Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. " O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. Ve zaten genellikle O daha az sever seni, Senin O'nu sevdiğinden. Çok sevmezsen, çok acımazsın. Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem. Senin değillermiş gibi davranacaksın. Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. Onsuz da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın. İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin. Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları... Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak. "O benim." diyeceksin. Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir Şeylerin... Mesela gökkuşağı senin olacak. İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın. Mesela turuncuya, yada pembeye. Ya da cennete ait olacaksın. Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

Saturday, November 18, 2006

It Is Time For My Dolce Vita



Hi to all..

Fromnowon I m a blogger:) I wanna share sarrows, hapiness, excitments, hopes, dissapointments, sweet dreams, nightmares...my dolce vita here.

Now it is time for it!