Saturday, November 01, 2008

..Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana…

Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm, korktum. Ağladım.

Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim. Karanlığı gördüm, korktum.

Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi…

Ağladım.

* * *

Zamanı öğrendim.

Yarıştım onunla…

Zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim…

* * *

İnsanı öğrendim.

Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu…

Sonra da her insanın içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu

* * *

Ekmeği öğrendim.

Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini…

Sonra da ekmeği hakça paylaşmanın, bolca üretmek kadar önemli olduğunu

* * *

Okumayı öğrendim.

Kendime yazıyı öğrettim sonra…

Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana…

* * *

Meydan okumayı öğrendim…

Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.

Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine anladım.

* * *

Düşünmeyi öğrendim.

Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.

Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu

* * *

Namusun önemini öğrendim evde…

Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu; gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu

* * *

Gerçeği öğrendim bir gün…

Ve gerçeğin acı olduğunu…

Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da lezzet kattığını ...

Saturday, September 06, 2008

İyi bir ölüm .....



O, kendi yaşamını kiraz çiçeğinin yaşamına benzetmekten hoşlanırdı. Dünyanın yaşam süresinde yalnız bir an yaşar, hızla çiçek açarak olağanüstü bir güzelliğe dönüşür ve ardından toprağa düşerdi.

Herkes gibi günün birinde kara toprağın altına girmenin kendi kaderi olduğunu bilirdi. Zor olsada çevresindeki kayıpları görmeye başladıktan sonra yaşam ona bunu kabulendirdide!

Yapabileceği tek şey, iyi bir çaba göstermek ve iyi bir şekilde ölmekti;
İyi bir ölüm .....

Friday, August 01, 2008

Temple of Athena/Assos


Wisdom

By her many faces...
Truth
Beauty
Simplicity
Elegance
Liberty
Harmony
... Ageless Wisdom
Athena
Goddess of Wisdom


"Bir adı da Palas olan Athena, Baş Tanrı Zeus'un çok sevdiği bir kız idi. Zeka tanrıçası Athena'nın doğumu oldukça gariptir. Annesi akıllı Metis (Hikmet) ti.

Zeka ve aydınlık tanrıçası olan Athena aynı zamanda savaş tanrıçası da sayılırdı. Savaş gürültülerini ve silah seslerini uyandırmasını ve canlandırmasını da isterdi. O Yunanlılar için yenilmez bir kavgacıydı, cesareti başka hiç bir tanrı ile kıyaslanamazdı. Onun cesareti kurnazca, yiğitliği sessizce idi. O gösteriş ve yaygarayı sevmezdi.

Zeka tanrıçası Athena bazen yeryüzüne iner, savaşlara katılırdı. Yunanlılar Medya'lılara karşı savaştığında küçük ordularını Athena idare etmişti. Bu yüzden bir avuç insan, barbarların çok kalabalık ordusuna karşı büyük bir zafer kazanmıştı. Athena aynı zamanda şehirlerin bekçisi ve koruyucusuydu. Sevdiği şehirlerin kalelerinde, surlarında canla başla savaşırdı. Yalnız savaşları sevmezdi, barışları da severdi, barışın nimetlerini, medeni hayatın güzelliklerini, zafer kazanan kralların kalplerine sokardı. Bu yüzden medeniyetle ilgili her şeyin koruyucusu sayılırdı."


Aristo ile Platonun birlikte iki yil gecirdikleri rivayet olunan bir batı anadolu beldesi Assos. Athena tapinaginin merdivenlerine oturup, zeytin agaclari altinda sohbet etmis, kimbilir neler konusmuslar...Beni düşündüren ise günbatımı, dağ kekiği, zeytinyağı, balık, mitoloji,tarih, deniz,şarap, aşk.....bütün duyularınızı aktif hale geçiren bu mekanın böylesine derbeder kendi haline bırakılması. Oysa dünyanın aktığı bir mekan haline dönüştürebilmek için tüm artılara sahip.

Sorun nerde bizden mi kaynaklanıyor, sevmiyormuyuz geçmişi, ilgimi duymuyoruz yoksa korumak sahip çıkmak zor veya "gereksiz" mi geliyor...Peki neye ilgi duyuyoruz?? Galiba son zamanlarda nelere ilgi duyduğumuz biçimde hakeder ve yönetilir olduk. Yok öyle söylenme vah vah Türkiye yi bunlar mı temsil ediyor diye. Taş yığını bana ne geçmişin masalından deniyorsa ve derbeder kendi halinde bırakılıyor sahip çıkılmıyorsa bizlere müstehak bu adamlar. Tepemize oturtanda, taşıyacak olanda, altlarında ezilip yok olacak olan, indirecek olanda yine bizleriz. Hakketiğimiz kişiler tarafından temsil ediliyor ve yönetiliyoruz.

Sunday, May 25, 2008

Kalbiniz gecelerin ve gündüzlerin sırrını sessizce bilir


Kalbiniz gecelerin ve gündüzlerin sırrını sessizce bilir.
Ancak kulaklarınız, kalbinizin bilgisini işitmek için deli olur.

Ancak bilinmeyen hazinenizi tartmak için tartı aramayın;
Ve bilginizin derinliğini değnekle veya iskandil ipiyle ölçmeye kalkmayın.

Çünkü kişi, ölçüsüz ve sınırsız bir deniz gibidir.
'Tek doğruyu buldum' degil, 'Bir doğruyu buldum' deyin.

Çünkü ruh, her yolda yürür.
Ruh ne bir çizgi üzerinde yürür; ne de bir kamış gibi dümdüz büyür.

Saturday, February 23, 2008

Gerçeğin Kokusu

Çimler üzerinde oturduğun zaman gözlerini kapat. Çimen ol. Çimen gibi hisset. Çimen olduğunu hisset. Çimlerin yeşiliğini hisset. Çimlerin ıslaklığını hisset. Çimlerin yaydığı o güzel kokuyu hisset. Çimlerin üzerindeki çiğ damlalarını hisset. Güneş ışınlarının çimler üzerinde nasıl oynadığını hisset. Bir an için bu duygular içinde kaybolacak ve bedenine farklı bir duyguyla bakacaksın.

Ve bunu her türlü durumda yap. Bir nehirde, yüzme havuzunda, kumsalda uzanırken, geceleyin mehtaba bakarken; kumların üzerinde gözlerin kapalı uzanmış, kum tanelerini hissederken. Vücudunu tekrar canlı kılmak için karşında milyonlarca fırsat var. Bunu ancak sen yapabilirsin.

Duymaya, görmeye, dokunmaya, koklamaya başladığın zaman, o zaman gerçeğin kokusu nu alabilirsin.